Facebok

7 Şubat 2014 Cuma

DİYABET YOLDA OLMAYA ENGEL MİDİR? KESİNLİKLE HAYIR!


Biraz da Sağlık

Yaklaşık 8 ayı aşkın zamandır yollardayız. 9 ülkeyi epeyce derinlemesine gezdik. Türkiye'de dağlarda başlayan yolculuğumuz Gürcistan ve sonra Rusya'nın batısından doğusuna şehir şehir otostop ve tren yolculuklarıyla devam etti. Moğolistan zaten en uçların ülkesi, her şey ve her yer uzak. Orada da toplam 20 gün geçirdikten sonra ekvator kuşağına geldik. Tayland'da yağmur mevsiminde kuzeyinden girip güneyinden çıkarak 1 ay geçirdik. Ardından Malezya'nın en ücra yerlerinden biri olan Borneo adasından tropikal adalar cenneti Endonezya'ya geçtik. Burada da çoğunluğu denizde olmak üzere 2 ay geçirdik. Sonra kısa süre Singapur, ardından tekrar Güney Tayland, Kuzey Hindistan, Nepal ve yeniden Hindistan. Tren istasyonlarında, otobüs garlarında, dilencilerle koyun koyuna uyuduğumuz da oldu, tropik adalarda bungalovlarda uyuduğumuz da.. Göl kenarında çiçekler içerisinde, dağlarda yağmur, çamur üzerinde kamp attığımız da oldu, tem gibi bir yol kenarında çadır kurup sabahladığımızda.. Unutması güç tuvaletlerde bir kova su ile duş aldığımız da oldu!

Şimdi Hindistan'ın kış mevsiminde kumsalları ve partileri ile ünlü Goa Eyaleti'ndeyiz. Uzun süre yolda olmak plan yapmamayı gerektiriyor çünkü yapılan planlar şartlar ve tesadüfler sonucu çok hızlı değişebiliyor. Bu yüzden de oradan oraya kafamıza ve keyfimize göre hareket etmişiz anlaşılan :)

Yola çıkmadan önce görüştüğümüz hiç bir ilaç firması, dernek vs. yerlerden tahmin ettiğimiz üzere ilgi ve yardım görmedik. İnsülinler bozulur ve yoldayken bulunduğumuz ülkelerden temin etmemiz gerekir diye düşünmüş fiyatlarını bile araştırmıştık. İyi ki gerekmedi, yoksa bütçenin büyük bölümünü ilaçlara harcamış olacaktık.

Yola çıktıktan yaklaşık 3 ay sonra elimizdeki şeker ölçüm stickleri bitti. Yaklaşık 5 aydır şekerimi kontrol edemiyorum. Bunun nedeni biraz da masrafları kısmış olmamız. Gittiğimiz her yerde aynı marka stick bulmak imkansız. Her eczanede de size bu sticlerle beraber bu ölçüm cihanızı da itelememiz gerekiyor dedikleri için bu zorunlu alışverişten vazgeçtik. Yine de gözlemlediğim kadarıyla Çin malı olan Accu Chek marka cihaz ve çubuklarını bulmak daha kolay. 
Çok fazla hipoglisemi de yaşamadım yani normal şehir yaşamımızda karşılaştığım kadar problemle karşılaşmadım diyebilirim. Moğolistan gezisinde sadece bir kere ağız uyuşmasına kadar ulaşan ciddi bir düşüş oldu, o da şehre dönerken trafik yüzünden akşam yemeğini geciktirdiğimiz için..  Bunun dışında terlemeyle başlayan her düşüşü benim şeker ölçüm makinem olan canım sevgilim anlayarak gerekeni yaptı. 

Yaşamsal önemi olan insülinleri korumak çok önemli. Türkiye'de bununla ilgili ilk sınavımızı Ayder yaylasında verdik. Çadır kurduğumuz yerin karşısındaki küçük bakkala rica etmemiz yeterli oldu. Kavrun yaylasında ve bundan sonra konakladığımız her yerde aynı yöntemi uyguladık. Ya kaldığımız yerin mutfağındaki buzdolabında ya da yakınlardaki bir kafe, küçük market yada restoranın içecek dolabında ricamız sonucu yer buldu insülin paketi.
Ricamız ile yüzlerce yerde kaldı ilaçlar ama tek sıkıntıyı Goa'da benim buzdolabımı kullanamazsınız, odasında buzdolabı olan bir yer bulun diyen dallamanın önde gideni Avrupalı işletmecisi olan Laughing Buddha adlı hostel-restoran&bar da yaşadık. Yolunuz düşerse su bile içmeyin bu öküzün yerinden. 

En uzun ve sıkıntılı süreç ise hareket halinde olduğumuz zamanlar. Dağ yürüyüşlerinde çantaları bırakmış olduğumuz hostellerin buzdolaplarını kullanabiliyorduk ancak otobüste, otostop çekerken, trende, gemilerde buzdolabı bulmak imkansız. Bu süreler zarfında da ilaçlar raf ömürlerinden yediler. Şu anda bozulan bir insülin yok diye düşünüyorum. Galiba hepsi raf ömürlerinin sınırındalar. Kırılan bir iki Humolog dışında insülinler sağlam, şimdilik. 






Bundan sonraki hedefimiz bir tekne ile okyanus geçmek olduğu için ve bu teknede de kullanabileceğimiz bir dolap bulma umudumuz olduğu için sıkıntı öngörmüyoruz. 

Genel politikam özellikle efor gerektiren yürüyüş, dalış, yüzme, koşu, tırmanış gibi her türlü aktivitede şekeri biraz yüksek tutmak ve 24 saatlik insülin dozunu düşürmek oldu. 

Şimdiye kadar bu tarz hayati önem taşıyan hiç bir faaliyette hipoglisemi ile karşılaşmadım. 

Genel olarak sağlık durumum hakkında gezi sonrasında ülkeye döndükten sonra doktorumla yapacağım görüşmeden sonra bir yazı daha yazacağım. HA1C ve böbrek tahlilleri genel durumum hakkında bilgi verecektir. 

Ama henüz bitmedi!

Coşkun & Emine

Ping your blog, website, or RSS feed for Free

2 yorum :

  1. merhaba.
    insülin kullanan bir diyabet hastası olarak yakından takip ediyorum.
    sadece 1 kez hipoglisemi yaşamanız çok çok iyi.
    ben çok daha fazlasını yerleşik bir hayatta devamlı kontrol etmeme rağmen yaşıyorum.
    yolunuz açık olsun

    YanıtlaSil
  2. Sanırım temel sorun evde vakit geçirmek. Yaşama refleksi evde kendini güvende hissettiğin için işlemiyor. Ancak dışarıdaykey, doğadayken bütün alıcıların açık oluyor. Hem kendine karşı hem de diğer tehlikelere karşı. (Coşkun)

    YanıtlaSil